-
içe bakış : isim, ruh bilimi Deneğin bilincinde olanları izleyerek ruhsal süreçlerin özellik ve nitelikleri hakkında bilgi vermesi durumu
-
bakış açısı : isim Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön, görüş açısı, açılım, perspektif"Bu üslubu ve bakış açısı yüzünden arka plana kaymış." - T. Buğra
-
bakış tarzı : isim Algılama ve değerlendirme biçimi"Fikir adamları, insanların dünyaya bakış tarzlarını değiştirmek suretiyle cemiyete tesir ederler." - M. Kaplan
-
yan bakış : isim Yan gözle bakma
-
horoz bakışı : isim Dik ve ters bakış"Onlar tezgâh makineleri gibi süratle gidip geliyorlar ve her karşılaşmada horoz bakışlarıyla bizi süzüyorlar." - R. N. Güntekin
-
kuş bakışı : isim Yüksek bir yerden aşağıya doğru, bütün genişliği içine alacak biçimde bakış"İstanbul'un kuş bakışı ile bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum." - P. Safa
-
ceylan bakışlı : sıfat Süzgün ve tatlı bakışlı"Elini koynuna sokup ceylan bakışlı bir Çingene kızı resmi çıkardı." - O. C. Kaygılı
-
koyun bakışlı : sıfat Bön bön bakan, budala, şaşkın
-
neyzen bakışlı : sıfat Boynunu yana çarpıtarak bakan
-
şahin bakışlı : sıfat Sert ve keskin bakışlı (kimse)
-
bakış atmak : kısa bir süre bakıp geçmek"Görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının." - Y. Kemal