- ilk
sıfat Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı
- ana
isim Anne"Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor." - Y. Atılgan
- gençlik
isim Genç olma durumu"İlk gençliğinde at delisiydi." - N. Cumalı
- baş
isim, anatomi İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." - N. Cumalı
- baş
isim Çıban
- başlangıç
isim Bir iş, bir dönem, bir hayat vb.nin ilk bölümü"Hayatın başlangıcı gibi sonu da bir ninni, masal ve uyku ihtiyacını duyuyor." - A. Ş. Hisar
- birinci
sıfat Bir sayısının sıra sıfatı
- asal
sıfat Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- asal sayı
isim, matematik Kendisinden ve 1'den başka böleni olmayan, 1'den büyük sayı: 2, 3, 5 vb
- birincil
sıfat Sırada, önemde ilk yeri alan
- esas
isim Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
- önemli
sıfat Önemi olan, mühim, ehemmiyetli"Benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilirsiniz." - T. Buğra
- seçkin
sıfat Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, mümtaz, güzide, mutena"Burası seçkin konukların ağırlandığı yerdi." - İ. O. Anar
- asli
sıfat Birincil"Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." - Anayasa
- hazırlamak
-i Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek"Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık." - Y. K. Karaosmanoğlu
- talimat vermek
üst düzeyde bulunan biri, yaptıracağı işle ilgili olarak görüşünü belirtmek, yol göstermek"Demir Bey'den beklenilen talimat gelmişti." - R. H. Karay
- asal sayılar
Matematik-Geometri, 1 ve kendisinden başka hiçbir sayma sayısı ile bölünemeyen 1 den büyük tam sayılara asal sayılar denir. {2,3,5,7,11,
} kümesinin elemanları birer asal sayıdır. 2 den başka çift asal sayı yoktur.
- en iyi
- hayatın olgunluk devri
- kullanıma hazırlamak
- seçkin şey
- astar vurmak
- bir şeyin en mükemmel olduğu devir
- birinci başlıca
- ilk, baş, başlıca, en önemli, en kaliteli, en iyi
- içki içirip sarhoş etmek. prime the pump tulumbanın silindirine su döküp işlemeye hazırlamak
- maliyet. prime meridian baş meridyen. prime minister başbakan. prime mover ana kuvvet. prime number asal sayı.
- ne söyleyeceğini öğretmek
- top veya tüfeğe ağızotu koymak