- kişilik
isim Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet"Birbirinden çok farklı kişiliklere sahip insanlar, zamanlarının büyük bölümünü bir arada geçirmek zorundaydılar." - A. Ümit
- varlık
isim Var olma durumu, mevcudiyet"Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." - O. V. Kanık
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- sözüm meclisten dışarı
konuşma arasında çirkin veya uygunsuz bir söz kullanmak gerektiğinde o sözden orada bulunanların alınmamasını belirtmek için söylenen bir söz
- sözüm yabana
sözüm meclisten dışarı
- hayal
isim Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya"Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi." - F. R. Atay
- huzur
isim Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç"Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." - N. F. Kısakürek
- duruş
isim Durma işi"Bu kız ona bir tür büyü yapmış, çocuğun oturuşu, duruşu, konuşması, gülümseyişi, her şeyi değişmişti." - A. Ümit
- varoluş
isim, felsefe Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı"Artık yaradılışının, varoluşunun, hayatla ödüllendirilişinin sebebini bilmektedir." - T. Buğra
- görünüş
isim Görünme işi
- tavır
isim Durum, vaziyet (I), hâl"Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti." - A. H. Müftüoğlu
- mevcudiyet
isim Varlık"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur." - Atatürk
- hazır bulunma
- iletişim durumu
- hazır bulunma, orada bulunma, huzur, varlık, görünüş, duruş, kişilik