- akıtmak
-i, -e Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek
- akmak
-den Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek"Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." - S. F. Abasıyanık
- su basmak
bir şey veya yer sular altında kalmak, her yanı suyla dolmak
- taşmak
nsz Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak"Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı." - H. Taner
- dökmek
-i Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak"İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek." - S. F. Abasıyanık
- sel basmak
- içini dökmek, rahatça anlatmak