- denge
isim Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans
- huzur
isim Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç"Fakat böyle bir zevk ve huzurun devam ve bekası olamaz." - N. F. Kısakürek
- duruş
isim Durma işi"Bu kız ona bir tür büyü yapmış, çocuğun oturuşu, duruşu, konuşması, gülümseyişi, her şeyi değişmişti." - A. Ümit
- itidal
isim Aşırı olmama durumu, ılımlılık, ölçülülük"Onun her hissinde itidal vardı." - A. Ş. Hisar
- kaldırmak
-i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
- ılımlılık
isim Ilımlı olma durumu, mutedillik"Bak, eğer yüklendiğimiz, karşı durduğumuz kimseler yöneticiler olsalar ılımlılıktan söz açmazdım." - A. Ağaoğlu
- dengelemek
-i Dengeli duruma getirmek
- hakimiyet
Tarih, Egemenlik, egemen olma.
- soğukkanlılık
isim Soğukkanlı olma durumu, serinkanlılık"Bütün suallere insanı hayrete düşürecek bir soğukkanlılıkla, alakasızlıkla cevaplar vermeye başlıyor." - E. M. Karakurt
- sarkmak
-e Aşağıya doğru uzamak veya uzanmak"Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu." - T. Buğra
- muvazene
isim Denge"Ruh muvazenesi yalpalamaya başlayınca nesil ahengi kaybolmaya yüz tutar ve şimdiki manzara doğar." - N. F. Kısakürek
- temkin
isim Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma"Bütün temkin ve vakarını kaybedip konuşanlara sokuldu." - Y. K. Karaosmanoğlu
- istikrar
isim Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık, stabilizasyon"Devletini, sağlam bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır." - S. Ayverdi
- sükun
- dengeli olmak
- asılı olmak
- denge sağlamak
- dik tutmak
- havada asılı kalma
- havada duraksamak
- havada tutmak
- hazır tutmak
- muvazene temin etmek
- denge duruş hal
- kendine hâkim olma
- kendine hâkim olma.
- özgüven, denge, duruş şekli, iliştirmek, dengesiz biçimde yerleştirmek