- yumruk
isim Parmakların kapanmasıyla elin aldığı biçim"Dişlerini kilitleyerek iki yumruğunu havada salladı." - P. Safa
- mantar
isim, bitki bilimi Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı (Fungi)"Sen domalan bilir misin? Patates gibi bir şeydir, mantar gibi lezzetlidir." - N. Meriç
- dolgu
isim Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde"Diş dolgusu."
- vurma
isim Vurmak işi"O adi herife vurmana içerlemiş de değilim." - A. Ümit
- tampon
isim Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir maddeden yapılmış büyük tıkaç
- vuruş
isim Vurma işi"Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var." - P. Safa
- fiş
isim Prizden elektrik akımı almaya yarayan araç
- reklam
isim Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol"Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti." - R. N. Güntekin
- tapa
isim Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç, tıpa
- yangın musluğu
isim Cadde ve sokaklarda su şebekesine bağlı olarak belirli yerlere yerleştirilmiş, üzerine hortum takılabilen kalın musluk"Yangın musluklarına her iki yandan, beş metre mesafe içerisinde park edilemez."
- silindir şapka
isim Resmî törenlerde sivillerin giydiği, silindir biçiminde siyah şapka"İşin tuhafı, tek perdesi kalkmış fayton penceresinde görünen silindir şapkalı adam da altın dişlerini göstere göstere kahkahalar atıyor." - A. Ağaoğlu
- dayak
isim Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek
- dayak
isim Bir şeyin yıkılmaması için dayanan ağaç, destek, payanda
- priz
isim Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva"Hatta bir keresinde prizdeki ütüyü devirip handiyse evi bile yakıyordu." - H. Taner
- tıkamak
-e, nsz Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak"Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı." - S. F. Abasıyanık
- kapsül
Ateşli silahlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla ateş alan, bir tür özel barutla dolu, küçük, yuvarlak metal parça
- vurmak
-e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak"Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
- ilgilenmek
-le İlgi göstermek, alakalanmak"Tarlaları gezdim, okuluma gittim, çocukları tanıdım, köylülerle ilgilendim." - H. E. Adıvar
- tıkaç
isim Herhangi bir şeyin delik veya ağzını tıkamaya yarayan nesne
- tıpa
isim Tapa
- buji
isim Patlamalı motorlarda yakıtı tutuşturmaya yarayan araç
- övme
isim Övmek işi, sena, medih, sitayiş"Şikâyetleri kesilince İstanbul'u övmeye başladı." - R. H. Karay
- tütün parçası
- tıkaç ile kapamak
- tapa, tıkaç,
- ilgilenmek.
- tapa tıkaç
- yararsız şey