- ekmek
isim Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz"Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." - Y. Z. Ortaç
- ekmek
-i Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
- çiçek
isim, bitki bilimi Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
- işletme
isim İşletmek işi"Aynı sene içinde lokomotif fabrikası işletmeye açılmıştır." - F. R. Atay
- bitki
isim, bitki bilimi Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat"G
- ot
isim, bitki bilimi Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler"Etrafımızda uzun otlar, yalçın kayalar vardı." - A. Gündüz
- çilek
isim, bitki bilimi Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki
- santral
isim Doğadaki başka enerji türlerini elektrik enerjisine çeviren fabrika"Elektrik santrali. Nükleer santral."
- tuzak
isim Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzenek
- indirmek
-i Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak"Zeynep'i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi." - Y. Kemal
- kurmak
-i Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek"Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk." - F. R. Atay
- dikmek
-i, -e Bir cismi dik olarak durdurmak"Bir yere direk dikmek."
- tesis etmek
kurmak, ortaya çıkarmak, oluşturmak
- yerleştirmek
-e Yerleşmesini sağlamak"Düven tahtasının altına çakmak taşlarını yerleştiriyordu." - C. Uçuk
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- koymak
-i, -e Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek"Öteki elini doktorun omzuna koydu." - S. F. Abasıyanık
- fabrika
isim İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretimevi"Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir." - Y. K. Beyatlı
- tesis
isim Yapma, kurma, temelini atma
- atelye
bakınız atölye
- yüklemek
-i, -e Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak
- dolandırıcılık
isim Dolandırıcı olma durumu, ayyarlık"Bankaları büyük mikyasta kurulan dolandırıcılık dolabı sanırdı." - Ö. Seyfettin
- ekim
isim Ekme işi"Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." - Ö. Seyfettin
- iskân etmek
ev, yurt kazandırmak
- mevzilendirmek
-i Mevzilenme işini yaptırmak
- nebat
isim, bitki bilimi Bitki"Hepsi kır nebatları gibi gelişigüzel, bu mevsim burada, öbür mevsim orada doğup yaşıyorlar." - A. Gündüz
- teçhizat
isim Silah dışındaki savaş gereçleri, donatı"Silahını, teçhizatını ve hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor." - R. E. Ünaydın
- yapıştırmak
-i, -e Yapışmasını sağlamak"Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi." - F. R. Atay
- şakşakçı
isim Bir kimseyi veya onun yaptığı her şeyi doğru bularak öven ve başkalarına da kabul ettirmeye çalışan kimse, alkışçı, zilli bebek
- aşketmek
- bitkiler
- bitki, fabrika, demirhane, dikmek, ekmek, sıkıca yerleştirmek,
- bahçe yapmak
- bitki fabrika dikmek kurmak
- demir baş
- hile oyun
- küstümotu
- tohumlarını atmak
- üretim yeri