- düz
sıfat Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan"Düz tahta."
- düz
isim Düz rakı
- proje
isim Değişik alanlarda önceden plan ve programa alınmış, maliyeti hesaplanmış, kurum ve kuruluşların yönetim organları tarafından onaylanmış, kısa ve uzun vadeye bağlanarak özel kurum veya devlet adına gerçekleştirilmesi kabul edilmiş bilimsel çalışma tas
- derece
isim Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe"Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." - Ö. Seyfettin
- kanat
isim Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ"Bir daldan hızla geçip gitti bir kuş kanadı / Sessizlik bir tüy gibi bir dakika sallandı / Pırıldadı bir ateş böceği sarmaşıkta" - H. F. Ozansoy
- yüzey
isim, matematik Bir cismi uzaydan ayıran dış ve yaygın bölüm, satıh, yüz (II)
- düzlem
sıfat Üzerinde girinti ve çıkıntı olmayan, düz, yassı
- yassı
sıfat Yayvan ve düz"Yassı bir kalpak altında uzun ve sarışın bir yüz, o gün tarihin hatırasına müebbeden aksedip kaldı." - H. S. Tanrıöver
- uçak
isim Kanatlarının altındaki havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare
- düzeltmek
-i Düzgün duruma getirmek"Kirli eşyalarımı paketlere sardım, bavulumu düzelttim." - R. N. Güntekin
- düzey
isim Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye"Su düzeyi."
- satıh
isim Yüzey"Bu satıh baştan başa vatanın bütün yüzüdür." - F. R. Atay
- safha
isim Evre"Gündelik hayatın türlü safhalarına ait muhavereler ihtiva eden bu gibi eserler Türkçe için de öteden beri yazılagelmiştir." - F. İz
- yontmak
-i Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek"Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı." - N. Araz
- müstevi
sıfat Her yeri aynı düzeyde olan, düz
- müsavi
sıfat Eşit"Kendisi için bu budalaların arasında bir dakika geçirmek artık bir asır kaybetmeye müsaviydi." - Ö. Seyfettin
- seviye
isim Düzey"Eski güzel sakalını bile birkaç günlük uzunca bir tıraş seviyesine indirmiştir." - R. N. Güntekin
- uçmak
nsz Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak"Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu." - S. F. Abasıyanık
- tayyare
isim Uçak"O gün güpegündüz İstanbul'un üstünde düşman tayyareleri dolaştılar." - Y. K. Beyatlı
- rende
isim Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
- rendelemek
-i Rende ile pürüzlerini gidermek, istenilen biçimi vermek"Tahtayı rendelemek."
- çınar
isim, bitki bilimi İki çeneklilerden, 30 metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus)
- dümdüz
sıfat Çok düz"Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş." - Y. K. Beyatlı
- düzlemsel
sıfat Düzlem niteliğinde olan
- planya
isim Büyük marangoz rendesi
- Golf, Swing çemberi oluşturan hayali yüzeydir.
- uçaklar
- aynı derecede
- düzlem rende uçak
- marangoz rendesi
- tamamıyle düz
- uçak, planya, rende, düzlem, seviye, düzey, çınar, rendelemek, düz, dümdüz
- üstünu temizlemek