- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- belli
sıfat Beli olan"Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" - N. Araz
- belli
sıfat Bilinmedik bir yanı olmayan, malum"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." - H. R. Gürpınar
- aşikâr
sıfat Açık, apaçık, belli, meydanda"Tek bir yudum bile almıyordu bardağından ama zaten yeterince içtiği aşikârdı." - E. Şafak
- vuzuh
isim Açık olma durumu, açıklık, aydınlık"Bu akşam bilhassa Şevki'nin fikrindeki vuzuh onu düşündürdü." - H. E. Adıvar
- anlaşılır
- açık, anlaşılır
- vazıh. perspicu'ity açıklık
- vuzuh.