- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- belli
sıfat Beli olan"Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin?" - N. Araz
- belli
sıfat Bilinmedik bir yanı olmayan, malum"Hâlimiz, vaktimiz sizce belli." - H. R. Gürpınar
- patent
isim Buluş belgesi
- buluş belgesi
isim Bir buluşun veya o buluşun kullanma hakkının bir kimseye ait olduğunu gösteren belge, patent
- ihtira beratı
isim, hukuk Bilinen araç, gereçlerle ve yaratıcı güçle yeni bir şey bulana, bulduğu şeyden bir süre yalnız kendisinin yararlanması için devletçe verilen belge
- aşikâr
sıfat Açık, apaçık, belli, meydanda"Tek bir yudum bile almıyordu bardağından ama zaten yeterince içtiği aşikârdı." - E. Şafak
- belirgin
sıfat Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih"Sesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse." - A. Ümit
- ortada
sıfat, spor Sonucu belli olmayan (karşılaşma)
- besbelli
zarf Açık bir biçimde"Açlığını kim duyar eğri ovaların, yanık dağların / Ölülerin duymadığı besbelli" - F. H. Dağlarca
- apaçık
sıfat Çok açık, çok belirgin"Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." - H. R. Gürpınar
- imtiyaz
isim Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık"Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin." - N. Hikmet
- aşikar olarak
- hazır ilaç
- herkese açık
- imtiyazla temin etmek
- imtiyazlı arazi
- imtiyazlı ihtira
- patenti olan
- arazi için verilen imtiyaz
- aşikar olarak.
- görünen, açık, besbelli, meydanda, ortada, patentli, patent, patent almak
- herkes tarafından anlaşılabilir
- imtiyazım vermek veya almak. patent rights patent hakkı.
- kocakarı ilâcı. patently açıkça
- patent almak
- patent hakkından yararlanan
- patentini almak
- patentini vermek
- patentlemek