- eski
sıfat Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı"Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?" - N. Ataç
- geçmiş
sıfat Geçme işini yapmış
- geçmiş zaman
isim, dil bilgisi Fiilin belirttiği zaman kavramının, içinde bulunulan zamandan önceye ait olması, mazi. Ali geldi, Ahmet bu havada İstanbul 'a gidip gelmiş gibi
- sonra
zarf Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı"Önce parasız temsiller verilirken sonra paralı verilmeye başlandı." - M. And
- ölmüş
sıfat Ölen, ölü olan"O zaman annemin ölmüş olduğunu hatırlıyorum." - A. Ağaoğlu
- geçen
sıfat Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.)"Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü." - O. C. Kaygılı
- geçmek
-e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra
- önceki
sıfat Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık"Önceki başkan."
- sabık
sıfat Geçen, önceki, eski"Yorucu çalışmalar sonunda sabık bakanların ne derece hüner sahibi olduklarını tespit etmiştir." - A. İlhan
- dün
isim Bugünden bir önceki gün"Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor." - P. Safa
- arkasından
- bitmiş
- eskimiş
- geçtiğimiz
- geçmiş, geçmişte kalan, geçen, öten, bitmiş, sona ermiş, eski, sabık,
- -den sonra
- bir kimsenin geçmişi
- eski zaman
- geçecek şekilde
- usta adam