- perde
isim Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü"Durmadan pencere kapatıyor, perde çekiyorum." - A. Ağaoğlu
- bıktırmak
-i Bıkmasına yol açmak, bıkkınlık vermek, usandırmak"Bilmiyorum fakat bu Müfit meselesi beni bıktırdı." - P. Safa
- usandırmak
-i Usanmasına yol açmak"Her gün birbirine benzeyen ölçülü, kavgasız yaşayış, bilmeyerek ikisini de usandırdı." - M. Ş. Esendal
- tabut
isim Ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal (II), ölü salı"Kapının önünde bekleyen ufak bir cemaat gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler." - E. E. Talu
- bıkmak
-den Tekrarlanması, sürüp gitmesi yüzünden bir şeyden doygunluk veya yorgunluk duyarak onu istemez duruma gelmek, usanmak
- tatsızlaşmak
nsz Tadı azalmak, tadı kalmamak
- yavanlaşmak
nsz Yavan duruma gelmek
- zevkini kaybetmek
- tabut örtüsü,
- bıktırmak. It has palled on me Gına geldi Bıktım artık.
- kasvetli hava
- kasvetli hava.
- siyah çuha veya kadifeden tabut örtüsü