- geçmek
-e Bir yerden başka bir yere gitmek"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." - T. Buğra
- atlamak
-den Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak"Duvardan atlamak. Hendekten atlamak."
- çıkarmak
-den Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- bırakmak
-i Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak
- ihmal etmek
savsamak, savsaklamak, boşlamak"Ama ben yaşımın toyluğuna kapılmış, ufak tefek ihmaller bulmuştum bu tercümede." - Y. Z. Ortaç
- savsaklamak
-i Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi isteyerek geri bırakmak, geciktirmek, umursamamak, ertelemek, sallamak, ihmal etmek"Baban nüfus kâğıdını çıkartmayı savsaklamış." - A. Ağaoğlu
- unutmak
-i Aklında kalmamak, hatırlamamak"Biz şimdi Evliya'nın hayalhanesinden aktardığı tatları unutmadan gerçeklere dönelim." - A. Boysan
- yapmamak
- hariç bırakmak
- dahil etmemek, atlamak, geçmek, çıkarmak, ihmal etmek, yapmamak