- itmek
-i Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek"Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." - H. E. Adıvar
- burun
isim, anatomi Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı
- pruva
isim, denizcilik Geminin veya sandalın ön tarafı, baş bölümü"Gök çakınca pruvadaki gemici: Oradalar! diye gösterdi." - Halikarnas Balıkçısı
- meydana çıkarmak
açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek"Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." - Ö. Seyfettin
- gitmek
-e Bir yere doğru yönelmek
- apaçık
sıfat Çok açık, çok belirgin"Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." - H. R. Gürpınar
- koklamak
-i Kokusunu duymak için bir şeyi burnuna yaklaştırmak veya bir yerin havasını içine çekmek"Havluyu ikinci kez koklarken kapının zilini duyuyorum." - A. Ümit
- beğenmemek
kuşku duymak, kuşku ile karşılamak"Biz çocuklar evimizi çok beğendik." - A. Kutlu
- kokusunu almak
- ağır ağır ilerlemek
- baIıklama dalış
- burun, koku alma gücü, bir şeyin ön/uç kısmı, burun, koklamak, kokusunu almak, burnunu sürmek, burnu ile dürtmek, itmek, yavaşça ya da dikkatle ilerlemek, gitmek
- koklama hissi