- gürültü
isim Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata"Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara." - Ç. Altan
- patırtı
isim Pat pat çıkan sesin adı"Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." - Y. K. Karaosmanoğlu
- şamata
isim Gürültü patırtı"Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim." - O. C. Kaygılı
- neşretmek
-i Yaymak, dağıtmak, saçmak
- yaygara
isim Gereksiz olarak yüksek sesle bağırıp çağırma"Cıyak cıyak bir dudu yaygarası, herkesi yerinden sıçrattı." - S. M. Alus
- velvele
isim Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan"Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." - M. Ş. Esendal
- gurültü etmek
- hiç bir suretle
- haberleşmede gönderiler haberi değiştiren veya karıştıran parazit. enerjide düzensizlik
- hiçbir suretle
- ilân etmek. noise pollution insan ve çevresine zararlı olan gürültü. make noises bahsetmek.
- ses çıkarmak. noise about yaymak