- kaba
sıfat Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı"Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı." - Ö. Seyfettin
- fena
sıfat İyi nitelikte olmayan, kötü"Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." - B. Felek
- fena
isim Ölümlülük
- ahlaksız
sıfat Ahlak kurallarına uymayan
- terbiyesiz
sıfat Terbiyesi olmayan
- yaramaz
sıfat Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
- açık saçık
sıfat Yüz kızartıcı, edepsiz, müstehcen, cinsel çağrışım yüklü (söz, anlatım)"Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler / Aygın baygın mâniler, açık saçık resimler" - F. N. Çamlıbel
- münasebetsizlik
isim Münasebetsiz olma durumu
- münasebetsiz
sıfat Uygun olmayan, yakışıksız, çirkin"Sanki görüşmemiz münasebetsiz bir safhaya girmişti de ister istemez lakırtıyı kesmiştik." - İ. H. Baltacıoğlu
- serkeş
sıfat Kafa tutan, başkaldıran"Ün salmış nice serkeş efeleri kendime bent etmiş, nice açları doyurmuş, nice çıplakları giydirmiş." - Y. K. Karaosmanoğlu
- çapkın
sıfat Geçici aşklar ve ilişkiler peşinde koşan (kimse), hovarda"Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." - P. Safa
- haylaz
sıfat Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunan (kimse), hayta"Gelene geçene dilini çıkarır, edepsiz, haylaz bir çocuktu." - S. F. Abasıyanık
- haşarı
sıfat Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)"Köy kahvesinden yetişen birkaç delikanlı bu haşarıları darmadağın etmişti." - O. C. Kaygılı
- saygısız
sıfat Gereken saygıyı göstermeyen, saygısı olmayan, hürmetsiz"Kimdir bilir misin? Vatanın ... Şimdi saygısız / Bir göz bu nazlı çehreye -Allah esirgesin- / Kem bir nazarla baksa tahammül eder misin?" - T. Fikret
- bacaksız
sıfat Bacağı olmayan
- ahlaksız. naughtily haylazca. naughtiness yaramazlık
- münasebetsizlik.
- yaramaz, haylaz, şıltak, edepsiz, ahlaksız