- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- doğal
sıfat Doğada olan, doğada bulunan"Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor." - N. Cumalı
- açıkça
zarf Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre"Artık açıkça mahallenin başına dert olmaya başlamış." - Y. N. Nayır
- kuşkusuz
sıfat Kuşkusu olmayan, işkilsiz, şüphesiz
- elbette
zarf Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz, elbet"Bu şato sahibi elbette şatonun her şeyiyle uğraşmak zorundadır." - A. Kabaklı
- doğuştan
zarf Yaradılıştan"Doğuştan hastalıklı çocuklar, kardeşlerinin ve yaşıtlarının aksine, annelerine aittir yalnızca ve hep öyle kalırlar." - E. Şafak
- doğallık
isim Doğal olma durumu, tabiilik, natürellik"Onu kökenindeki doğallıktan uzaklaştıran etkenlerden sıyırmalı." - H. Taner
- tabiilik
isim Doğal olma durumu"İnsan, sözünde ve davranışında tabiilikten ayrılmamalı."
- tabii ki
- doğal olarak, doğallıkla
- normal olarak