- demir atmak
denizcilik gemi çıpasını denize salmak
- kır
isim Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk"Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü." - F. R. Atay
- kır
isim Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer, dağ bayır"Araba tenha, düz yolda tıkır tıkır gidiyor, ara sıra kır kokuları getiren hafif bir rüzgâr esiyordu." - Ö. Seyfettin
- bataklık
isim Çok derin olmayan sularla örtülü batak bölge, aynaz, azmak"Stadyuma, mekteplere yakın, onların burnu dibinde olan bu dere, hakikatte bir bataklıktır." - N. Hikmet
- Bozkır
isim, coğrafya Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan, step"Köyün etrafı çıplak, ümitsizlik verici tepelerle ve bozkırla çevrilidir." - M. Kaplan
- batak
isim Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak"İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar." - F. R. Atay
- turbalık
isim Göl ve bataklıklarda yetişen bitkilerin, özellikle sfagnumun çürümesi ve kömürleşmesiyle oluşan turba yatağı
- bağlamak
-i, -e Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak"Gemiyi iskeleye bağlamak."
- çalılık
isim Çalısı çok olan yer"Bir koyağa girip küçük bir çalılığa saklandılar." - Y. Kemal
- fundalık
isim Funda ile kaplı yer"Çok geçmeden bölük, arkasında ince bir toz bulutu bırakıp dikenli fundalıklar arasından tespih dizisi gibi aktı." - A. İlhan
- demir atma
- palamarla baglamak
- süpürgeotu
- çalılık arazi, fundalık, arazi, kır, palamarla bağlamak
- şamandıraya bağlamak