- Orta
isim Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer"Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler." - Y. K. Karaosmanoğlu
- sade
sıfat Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz"İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil." - M. Ş. Esendal
- Az
sıfat Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı"Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu." - B. R. Eyuboğlu
- yalın
isim Alev
- yalın
sıfat Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı)
- alçak gönüllü
sıfat Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren, başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen (kimse), engin gönüllü, mütevazı, tevazulu"Alçak gönüllü olmak yine yüksekliği artırır." - N. F. Kısakürek
- namuslu
sıfat Ahlak kurallarına uygun olarak davranan, namuskâr"Benim babam namuslu bir vatanperverdi." - A. Gündüz
- mütevazı
sıfat Alçak gönüllü"Sakin, mütevazı ve kalabalıktan kaçan ruhunu incitmemek için onu, birkaç kişi ile sırtımda ebedî makamına ben götürdüm." - A. H. Müftüoğlu
- ılımlı
sıfat Düşünce, iş vb.nde aşırıya kaçmayan, ölçülü, mutedil, itidalli"Eski ılımlı sesiyle hikâyesini bitiriverdi." - H. E. Adıvar
- ılımlılık
isim Ilımlı olma durumu, mutedillik"Bak, eğer yüklendiğimiz, karşı durduğumuz kimseler yöneticiler olsalar ılımlılıktan söz açmazdım." - A. Ağaoğlu
- bunlar
zamir Bu zamirinin çokluk biçimi"Bunlar, matbaada basılan ve dağıtımı yapılan dergilerdi artık." - A. Kutlu
- gösterişsiz
sıfat Gösterişi olmayan, mütevazı"Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır." - R. N. Güntekin
- vasat
sıfat Orta
- iffet
isim Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik
- naçiz
sıfat Değersiz, önemsiz"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." - Atatürk
- tutarlı
sıfat Aralarında çelişki bulunmayan, her bakımdan uyumlu, insicamlı
- kalender
isim Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint
- naçizane
zarf Haddi olmayarak"Bunun için sizlere naçizane bir tavsiyem olacak." - T. Buğra
- tevazu
isim Alçak gönüllülük"Bilhassa tevazusu ile herkesin hürmet ve muhabbetini kazanmıştı." - N. F. Kısakürek
- alçakgönüllü
- alçakgönüllü gösterişsiz
- alçakgönüllü, ılımlı, makul, sade, yalın, gösterişsiz