- yumuşak
sıfat Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı"Pamuk yumuşaktır."
- hoş
sıfat Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren"Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı" - Âşık Veysel
- tatlı
sıfat Şeker tadında olan"Tatlı elma. Tatlı nar."
- olgun
sıfat Yenecek duruma gelmiş (meyve)"Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar." - R. H. Karay
- iyi huylu
sıfat Sonu iyi, tehlikesiz (hastalık), iyicil
- olgunlaşmak
nsz Meyve olgun duruma gelmek
- keyifli
sıfat Keyfi yerinde, neşeli"Herkesle şakalaşıyordu; daima neşeli, keyifli, cilvekâr bir kadındı." - E. E. Talu
- yumuşaklık
isim Yumuşak olma durumu, mülayemet"Göğsünde ilk defa bir kadın vücudunun sıcaklığını, yumuşaklığını hissediyordu." - R. N. Güntekin
- yumuşatmak
-i Sertliğini gidermek, yumuşak duruma getirmek
- bilge
sıfat Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim"Sokrates yalnız öğrettikleriyle değil öğretme yoluyla da örnek bir bilgedir." - N. Uygur
- boğuk
sıfat Kısılmış (ses)"Zeyno'nun birdenbire boğazından boğuk bir ses çıktı." - H. E. Adıvar
- yumuşamak
nsz Sertliği kalmamak, yumuşak duruma gelmek
- hoş tabiatlı
- olgun yumuşak
- olgun, tatlı, sulu, yumuşak, hoş, tatlı, olgun, hoşgörülü, olgunlaşmak, olgunlaştırmak
- yumuşaklık.
- yumuşamak. mellowness olgunluk
- yıllanmış dolgun