- koca
isim Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç"Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu." - A. Kutlu
- koca
sıfat Büyük, geniş"Uyandığım zaman koca bir karaltı vardı önümüzde." - A. Erhat
- eş
isim Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri"Çorabın öbür eşini yerden almak için sol ayağını uzatıyordun." - Ö. Seyfettin
- çift
sıfat Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler)
- arkadaş
isim Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, bacanak, eş, yâren, yoldaş
- dost
isim Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı"Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın" - Âşık Veysel
- ortak
isim Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner"Bırakın, ortağıma bir telefon edeyim." - H. Taner
- zabit
isim Rütbesi teğmenden binbaşıya kadar olan asker"Bu karanlık günler, senin gibi genç, ateşli, imanlı zabitlerin gayreti ile aydınlanacak." - S. Kocagöz
- subay
isim, askerlik Silahlı kuvvetlerde asteğmenden orgeneral veya oramirale kadar rütbedeki asker"Seni gelin edeceğiz, kılıçlı bir subayın koluna gireceksin." - H. E. Adıvar
- ahbap
isim Kendisiyle yakın ilişki kurulup sevilen, sayılan kimse"Ben yeni tanıdım ama kızın eski ahbapları imişler." - O. C. Kaygılı
- mat
isim Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi
- mat
sıfat Parlak olmayan, donuk
- misil
isim Eş, benzer"Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim." - R. H. Karay
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- uymak
-e Ölçüleri birbirini tutmak"Ayakkabı ayağına iyi uydu."
- evlendirmek
-i Evlenmesini sağlamak"İçlerinden muhtaç olanları, ev eşyalarını tedarik ederek evlendiriyordum." - N. F. Kısakürek
- karı
isim Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce"Eve varınca karım Fadime kapıyı açar." - S. F. Abasıyanık
- muavin
isim Yardımcı"Kalkmak üzere olan otobüsün muavini seslendi." - N. Cumalı
- birader
isim Erkek kardeş
- eşlemek
-i Benzer iki şeyi bir araya getirmek
- çiftleşmek
nsz, -le Bir şey tekken bir tanesinin daha katılmasıyla iki olmak
- evlenmek
nsz, -le Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek"Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi." - E. Şafak
- çiftleştirmek
-i Çift yapmak
- arkadaş, dost,
- Paraguay çayı.
- çift hayvanın erkek veya dişisi