- hudut
isim Sınır"Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben" - F. N. Çamlıbel
- sinir
isim, anatomi Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
- alay
isim Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk"Düğün alayı. Fener alayı."
- alay
isim Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma
- yürüyüş
isim Yürüme işi"Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı." - F. F. Tülbentçi
- gidiş
isim Gitme işi"Başka bir gidişinde Cenova'da dok işçileri grevdeydi." - N. Cumalı
- geçit
isim Geçmeye yarayan yer, geçecek yer"Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer." - T. Buğra
- mart
isim Yılın üçüncü ayı
- marş
isim Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası"Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur." - S. Birsel
- ilerlemek
nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar
- koşmak
nsz Adım atışlarını artırarak ileri doğru hızla gitmek"Ben kaçıyorum, abim de arkamdan koşuyor." - A. Ağaoğlu
- ilerleme
isim İlerlemek işi"Doğru yolda, seçtiğim bir yolda ilerlemem gerekir." - N. Hikmet
- yürümek
nsz Adım atarak ilerlemek, gitmek"Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." - H. Taner
- ilerleyiş
isim İlerleme işi
- yortmak
nsz Koşmak
- sevketmek
- coşturu
- yortuş
- asker yürüyüşü
- askeri yürüyüş, yürüyüş, yürünen mesafe, gösteri yürüyüşü, yürüyüş, marş, ilerleme, düzenli adımlarla yürümek, ilerlemek, yürütmek, önüne katmak
- muntazam adımla yürüyüş
- resmi yürüyüş
- resmi yürüyüş yaptırmak
- zorla yütmek