- çoğu
zamir Bir şeyin büyük bölümü"Biz o zaman okuduğumuz mısraların çoğunu ezber bilirdik." - A. Ş. Hisar
- çok
sıfat Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı"Bana matematik çok kolay geldi." - F. R. Atay
- pek çok
sıfat Yeterinden fazla, bir hayli"Ona hayran olanlarımız pek çok fakat ne yazık ki onu hakkıyla okumuş ve anlamış bulunanlarımız pek azdır." - İ. A. Gövsa
- hayli
sıfat Çok"Akşamları Zeyno, çeşme başında hayli zor bir duruma düşüyordu." - H. E. Adıvar
- bir hayli
zarf Epey, çok, hayli, oldukça"Kapısını vurmalı, o zaman uyanır açar diye başlayarak bir hayli dırlandı." - A. Ş. Hisar
- birçok
sıfat Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit"Bir insan için güzel olanın, daha birçok insan için de güzel olması pek muhtemeldir." - N. Ataç
- müteaddit
sıfat Birçok
- sayıca çok
- adl, çok, birçok, birçoğu, çoğu, köp