- yapma
isim Yapmak işi
- yapım
isim Yapma işi, inşa, imal, konstrüksiyon
- üretim
isim Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı"Bu arada üç beş yazarın üretimi de araya kaynayıp gidiyor." - N. Meriç
- ürün
isim Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
- mamul
sıfat Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)
- eser
isim Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt"Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir." - Y. K. Beyatlı
- imalat
isim, ticaret Ham madde işlenerek yapılan her türlü mal
- uydurmak
-i, -e Uymasını sağlamak"Gözlerini kilidi sökülmüş ve büyümüş anahtar deliğine uydurdu." - P. Safa
- yapmak
-i Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek"Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır." - Ç. Altan
- etmek
nsz Bir işi yapmak"Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." - H. Taner
- üretmek
nsz Aynı türden canlıları çoğaltmak"Minnacık bir kir, olduğu yerde durmuyor, dakikada üçe beşe katlanarak çoğalan mikroplar üretiyordu." - E. Şafak
- imal etmek
ham maddeyi işleyerek bir mal üretmek
- imal
isim Ham maddeyi işleyip mal üretme
- mamulât
- imâl, yapım, imâl etmek, yapmak
- yalandan icat etmek