- sinir
isim, anatomi Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet"Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." - R. N. Güntekin
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- eksiklik
isim Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan"Hayatımızda bozukluğunu, yokluğunu içlerimiz burkularak duyduğumuz ne vardır ki millî şuur eksikliğinden gelmesin?" - O. S. Orhon
- tahdit
isim Sınırlama, çevreleme, çevresini daraltma
- sınırlama
isim Sınırlamak işi"Bütün dava şimdi Trakya'daki bu sınırlama keyfiyetine takılı kalmıştı." - A. N. Karacan
- kısıtlama
isim Kısıtlamak işi"Öteden beri kısıtlamalarla iç içe yaşamaya alıştığımızdan bunu da anlayışla kabul ediyoruz." - T. Uyar
- kayıtlama
isim Kayıtlamak işi, takyit
- takyit
isim Bağlı kılma, kısıtlama, kayıtlama
- bağlı kılma
- hudut tayin etme
- mahdut olma
- sınırlanmış olma
- tahdit edici şey