- sıra
isim Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi"Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." - S. F. Abasıyanık
- Tokat
isim İnsana el içi ile vuruş
- dayak atmak
dövmek, sopa ile dövmek
- sille
isim Elin iç yüzüyle vurulan tokat"Adam keçinin gerisine hafif bir sille indirdi." - N. Cumalı
- dövmek
-i Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak"Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" - H. E. Adıvar
- galip gelmek
yenmek, üstün gelmek"Bunlar galipler tarafından haksızca esir edilmiş vatandaşlardı." - A. Gündüz
- halletmek
-i Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak"Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti." - N. Hikmet
- yenmek
-i Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek"Kahramanlar daima yenmek veya düşmanlarını yendikten sonra da yine yenecek düşman bulmak isterler." - A. Ş. Hisar
- yalamak
-i Bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek
- yalama
isim Yalamak işi
- yalayış
isim Yalama işi"Denizin, aşağıda kumluğu tatlı tatlı yalayışını seyrederdi." - H. Taner
- dalkavukluk etmek
gereksiz biçimde övmek"Bu dalkavukluğu salak bir şaire yapsan belki onu mesut edersin." - N. F. Kısakürek
- galebe çalmak
yenmek"Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." - P. Safa
- pataklamak
-i Rastgele vurarak dövmek"Babam yerinden fırlayıp beni bir iyi pataklayacak sanıyordum." - Y. K. Karaosmanoğlu
- üstesinden gelmek
- üstün gelmek
- büyük surat
- yala
- yalamak, yalayıp yutmak, dayak atmak, pataklamak,
- alev gibi yalayıp geçmek
- hayvanların yaladıklan tabii tuz.lick clean yalayıp temizlemek. lick into shape biçim vermek
- hazırlamak. lick ones boots el etek öpmek
- sıra.
- yalamak dayak atmak
- yalanacak miktarda az şey
- yarımyamalak. one' licks fırsat
- çanak yalamak. lick ones chops yemek beklerken yalanmak. lick the dust mağlup olmak. a lick and promise baştan savma