- borç
isim Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey"Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim." - P. Safa
- ayak bağı
isim Bir yere gidilmesine veya bir işin yapılmasına engel olan şey
- engel
isim Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- sorumluluk
isim Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet"Babam bütün sorumluluğu üzerine aldı." - M. Yesari
- mesuliyet
isim Sorumluluk"Hatta utanmasalar bütün Çırçır yangınının mesuliyetini ona yükleyecekler." - R. N. Güntekin
- eğilim
isim Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül"İnsanoğlunun, yaradılıştan medeniliğe eğilimi vardır." - N. Ataç
- yükümlülük
isim Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yapma zorunluluğu, yükümlülük, yüküm, mükellefiyet, mecburluk, mecburiyet"... milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla ... temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir." - Anayasa
- taahhüt
isim Bir şey yapmayı üstüne alma, üstlenme"Taahhüt işini ortağıma havale ettim." - A. Gündüz
- yüküm
isim Yükümlülük"Vergi yükümü yasayla konulur."
- düyun
isim Borçlar
- sorum
isim Sorumluluk"Başkalarının okuyacağı bir yazıyı yazarken o yazının bize ne türlü bir sorum yüklediğini hiçbir vakit hatırdan çıkarmamalıyız." - O. V. Kanık
- pasif
sıfat, felsefe Edilgin"Yalnız müdafaa hâlinde ve pasif bir mücadeleyi sevdiğini zannettim." - P. Safa
- borçların toplamı
- pasif.
- sorumluluk, ödenecek borç, engel