- ek
isim Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça"Yazının ekleri."
- kol
isim, anatomi İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
- birlikte
zarf Bir arada, beraberce, hep beraber"Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz / Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare" - T. Fikret
- düğüm
isim İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
- bağlantı
isim İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak"Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi."
- meyhane
isim İçki satılan ve içilen yer, içki yeri"Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı." - İ. O. Anar
- ortak
isim Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner"Bırakın, ortağıma bir telefon edeyim." - H. Taner
- müşterek
sıfat Ortak"İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler." - İ. Özel
- raptetmek
-i Bir şeyi bir yere iliştirmek, tutturmak
- birleştirmek
-i, -le Bir araya getirmek"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar
- eklemek
-i Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek"Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir." - T. Buğra
- bitiştirmek
-i Bitişmesini sağlamak
- eklem
isim, anatomi Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
- boğum
isim Boğulmuş, sıkılmış yer
- mafsal
isim, anatomi Eklem
- ortaklaşa
zarf Ortak olarak, el birliğiyle, müştereken, kolektif"Aramızda ortaklaşa bir suçluluk bağı kurulmuş gibi çevreme bakamıyordum." - E. Bener
- armuz
isim, denizcilik Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi
- kızartma
isim Kızartmak işi
- rosto
isim Haşlandıktan sonra veya doğrudan doğruya kızartılarak pişirilen, dilim dilim kesilen et
- Sağlık-Tıp, Eklem.
- Bir yapının parçalarından ikisinin hareket etmez şekilde birleştirildiği nokta.
- birleşmiş
- oynak yeri
- ek yeri
- bitişmiş
- çıkmış
- eklem, ek yeri, et parçası, ucuz/adi eğlence yeri, batakhane, esrarlı sigara, sarıkız, iki ya da daha fazla kişi tarafından paylaşılan, müşterek, ortak, birleşik, bitiştirmek, eklemek,
- bağlantı yeri
- birlikte.
- ek veya oynak yeri yapmak
- iki eklem arasındaki kısım
- iki kemiğin birleştiği yer
- kasabın kestiği kol veya but gibi et parçası
- oynak yerlerinden ayırmak
- zincirleme kefil. out of joint çıkık