- yol
isim Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik
- Araç
isim Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
- gereç
isim Belirli bir işi yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal"Bu sarayların bütün gereci Londra'dan taşınmıştır." - S. Birsel
- vasıta
isim Araç"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür." - Atatürk
- saz
isim Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa"Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi." - H. E. Adıvar
- saz
isim, müzik Her tür müzik aracı, çalgı
- çalgı
isim, müzik Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
- alet
isim Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
- aygıt
isim Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz"Telefon bir konuşma aygıtıdır."
- işaretlemek
-i Bir şeye işaret koymak, bir şeyi işaretle belirtmek"Gazetesini muhtelif renkli kalemlerle işaretlermiş ve itinayla saklarmış." - A. Ş. Hisar
- belge
isim Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb., vesika, doküman
- senet
isim, ticaret Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit
- cihaz
isim Aygıt, alet, takım
- enstrüman
isim, müzik Çalgı"Bu konserde mevcut enstrümanlarda tam bir isabetsizlik mevcuttu." - A. H. Çelebi
- belgit
isim, ticaret Senet
- müzik aleti
- aygıt, alet, çalgı
- nefesli saz
- nefesli saz.
- telli saz. wind instrument nefesle çalınan çalgı