- içine çekmek
soluk almak"Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir." - Ç. Altan
- nefes almak
havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak
- soluk almak
havayı ciğerlere çekmek, nefes almak"Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı." - R. N. Güntekin
- teneffüs etmek
soluk almak
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- içmek
-i Bir sıvıyı ağza alıp yutmak"Bir oluktan buz gibi bir su içtik." - S. F. Abasıyanık
- solumak
nsz Nefes alıp vermek"Soluduğum duman havaya karışırken aniden, kendiliğinden, küçük, bit kadar küçücük bir fikir geldi aklıma." - E. Şafak
- yutmak
-i Ağızda bulunan bir şeyi yutağa geçirmek
- solukla içeriye çekmek