- yanlış
isim Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata"Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım." - N. Eray
- Bulanık
sıfat Bulanmış olan, duru olmayan"Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı." - F. R. Atay
- yersiz
sıfat Barınacak yeri olmayan
- hatalı
sıfat Hatası olan, yanlışlığı bulunan"Hatalı yazı. Hatalı davranış."
- ahlaksız
sıfat Ahlak kurallarına uymayan
- uygunsuz
sıfat Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz, namünasip"Onca yıl hapis yattık, uygunsuz, güdümsüz bir işini görmedim." - A. Ümit
- açık saçık
sıfat Yüz kızartıcı, edepsiz, müstehcen, cinsel çağrışım yüklü (söz, anlatım)"Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler / Aygın baygın mâniler, açık saçık resimler" - F. N. Çamlıbel
- münasebetsiz
sıfat Uygun olmayan, yakışıksız, çirkin"Sanki görüşmemiz münasebetsiz bir safhaya girmişti de ister istemez lakırtıyı kesmiştik." - İ. H. Baltacıoğlu
- yolsuz
sıfat Yolu olmayan"Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." - F. R. Atay
- yakışıksız
sıfat Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.)"Bundan büyüğü pek yakışıksız olur." - T. Buğra
- uygun olmayan
- yanlış olarak
- yakışık almayan
- uygunsuz, yersiz, yakışıksız, yanlış, ahlaksız, terbiyesiz, açık saçık
- yanlış olarak.