- kucak
isim Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş"Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık." - S. M. Alus
- bağrına basmak
kucaklamak"Bak çorak tarlasında sabanına dayanmış / Geniş alnı güneşle, bağrı ateşle yanmış" - F. N. Çamlıbel
- sarılmak
nsz Sarma işi yapılmak"Ellerine sarıldım, öpüyorum, sorularımı tekrarlıyorum." - R. H. Karay
- kucaklamak
-i Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak"Erhan'ı doyumsuz bir sevgi ile kucakladılar." - E. İ. Benice
- benimsemek
-i Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek
- sarılma
isim Sarılmak işi"İlk büyük kanlı paylaşım sona ermiş, yaralar sarılmaya çalışılıyordu." - E. Atasü
- kucaklama
isim Kucaklamak işi
- dört elle sarılmak
- sımsıkı tutmak
- sevgiyle sarılmak
- sevgiyle sarılmak, sıkıca kucaklamak, bağrına basmak, yakınından geçmek, sarılma, kucaklama, bağrına basma