- küme
isim Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup"Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
- yığın
isim Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe"Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim." - N. F. Kısakürek
- topluluk
isim Nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan kimselerin hepsi, toplum, camia, cemiyet"Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi." - A. Ş. Hisar
- grup
isim Küme"Bir kadın grubu, gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." - H. E. Adıvar
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- karışıklık
isim Karışık olma durumu, teşevvüş
- kalabalık
isim Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu"Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum." - A. Haşim
- büzülmek
nsz Büzme işi yapılmak"Sağ gözünün kuyruğu çiçek bozuğundan hafifçe büzülmüştü." - R. N. Güntekin
- A.B.D
- bir araya sıkışmak
- Amerikan futbolunda oyun arasında oyuncuların baş başa verip konuşması
- bir araya sıkışmak, birbirine sokulmak, toplanmak, birbirine sokulmuş insanlar, düzensiz ve karışık toplanmış eşya, yığın
- birbirine sokulup sarılmak ve çömelmek
- düzensiz ve karışık toplanma