- esir
isim Tutsak"Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı." - İ. O. Anar
- esir
isim, fizik Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
- tutsak
isim, askerlik Savaşta ele geçen düşman, esir
- rehin
isim, ticaret Bir borcun ödeneceğine teminat olarak ödenince geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey"Evim rehinde olduğu için ona dalgıçlık etmek zorundayım." - Halikarnas Balıkçısı
- tutak
isim Bir şeyin tutulacak yeri"Saban tutağı. Bıçak tutağı. Kılıç tutağı. Tüfek tutağı."
- rehine
isim Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutak"Bu anda elimizde bir rehinemiz var, onun için karşı karşıya olan vaziyetimiz sizinkinden çok sağlamdır." - H. R. Gürpınar
- rehine tutsak
- tutak.
- tutsak, rehine