- gezinti
isim Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh"O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." - A. Rasim
- yürüyüş
isim Yürüme işi"Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı." - F. F. Tülbentçi
- kaldırmak
-i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
- dolaşmak
nsz Gezmek, gezinmek"Büsbütün gece kapanmadan şehri biraz dolaşmak istedik." - H. S. Tanrıöver
- gezmek
nsz Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek"Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." - O. C. Kaygılı
- toplamak
-i Bir araya getirmek"Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak." - O. S. Orhon
- yürümek
nsz Adım atarak ilerlemek, gitmek"Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." - H. Taner
- yükselme
isim Yükselmek işi, itila"Pencereden çıkıp göğe yükselmeye başladı." - İ. O. Anar
- fiyatı yükseltmek
- engebeli arazide uzun yürüyüş yapmak
- uzun ve çetin yürüyüş
- yükselme.