- koruma
isim Korumak işi"Bütün oba sevdalıları korumanın sevinci, övüncü içindeydi." - Y. Kemal
- yan çizmek
bir işten kaçmak"Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı." - M. Ş. Esendal
- engel
isim Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
- çevirmek
-i Bir şeyin yönünü değiştirmek"Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." - Y. Z. Ortaç
- sarmak
-i Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- kuşatmak
-i Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek"Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." - N. Cumalı
- tedbir
isim Önlem
- ihata etmek
çevirmek, çevrelemek, kuşatmak, sarmak
- çit
isim Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı"Çitten, her akşam yaptığım gibi mektepten kalmış bir spor aşkı ile atladım." - S. F. Abasıyanık
- mania
- etrafına çalı dikmek
- çalı ile çevirmek
- çalı çit
- çit, çalı,
- her iki taraf için bahse girişme
- iki taraf için bahse girişmek
- olasılı zararlara karşı tedbir
- olasılı zararlara karşı telâfi etmek için tedbir almak. hedgerow ekilmiş çalı veya ağaçlardan yapılmış çit. hedge sparrow çit serçesi
- çit çalı engel