- itmek
-i Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek"Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." - H. E. Adıvar
- çekme
isim Çekmek işi"Siyah kehribar tespihini çekmeye başladı." - C. Uçuk
- kaldırmak
-i Bulunduğu yerden almak"Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
- yükseltmek
-i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak"Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
- kabarmak
nsz Ağırlığı artmadan hacmi büyümek"Ekmek iyi kabardı."
- fırlatmak
-i Hızla atmak, bulunduğu yerden dışarı atmak"Kalemi kâğıdı fırlatıp yatağıma koştum." - A. Kabaklı
- atmak
-i, -e Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak"Taşı suya atmak."
- çekmek
-i, -e Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek"Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı." - R. N. Güntekin
- kaldırma
isim Kaldırmak işi"Şimdi yavaş yavaş kendimize geliyoruz ama bir damak kaldırma ameliyesine muhtacız hâlâ." - N. F. Kısakürek
- kabartmak
-i Kabarmasını sağlamak, kabarmasına yol açmak"Vapur geri geri beyaz köpükler kabartarak açılmaya başlamış." - Ç. Altan
- kusmak
nsz Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak, kay etmek, istifra etmek
- fırlatma
isim Fırlatma işi
- vira etmek
toplamak, almak"Vira söylüyor."
- göğüs şişirmek
- kaldırmak, yukarı çekmek, fırlatmak, kaldırıp atmak, inip kalkmak, şişip inmek,
- faça edip durmak. heave up kusup çıkarmak
- fırlatma.
- güçlükle çıkarmak
- kaldırmak atmak
- yukarı kaldırmak: yükseltmek
- ırgatı çevirmek