- süre
isim Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet"Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." - T. Oflazoğlu
- görgü
isim Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye"İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." - O. C. Kaygılı
- kerem
isim Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet
- sofra duası
isim Yemek sonunda yapılan dua
- şeref vermek
onurlandırmak, şereflendirmek"İnsanın şerefi. Yurdun şerefi."
- güzellik
isim Estetik bir zevk, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik, hüsün"Bizim balıkçı Süleyman doyamamış bu güzelliği seyretmeye." - E. Şafak
- lütuf
isim Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet"Allah'ın lütuflarına karşı minnet ve şükran duygularıyla dolmuştu." - C. Uçuk
- süslemek
-i Birtakım katkılarla bir şeyin daha güzel, daha göz alıcı olmasını, daha hoş görünmesini sağlamak, bezemek, bezeklemek, donatmak, tezyin etmek"Yemişçiler dükkânlarını meyvelerle süslüyorlar." - S. F. Abasıyanık
- mühlet
isim Vade
- nezaket
isim Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik
- zarafet
isim Zariflik"Sadece zarafetinizin, güzelliğinizin karşıdan hayranı olmuştum." - S. Kocagöz
- donatmak
-i Birinin giyimini sağlamak
- tezyin etmek
süslemek
- müsaade
isim İzin, icazet, ruhsat"Ayrıca Saray Kütüphanesi'ne dilediğim kadar girip çıkma müsaadesi bahşettiler." - A. Kabaklı
- merhamet
isim Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma"Hâlbuki Türk mazisi, o devirlerin idrakine göre şefkatin, merhametin yüzlerce abidesini vücuda getirmiştir." - H. S. Tanrıöver
- incelik
isim İnce olma durumu
- erdem
isim Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet"Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya." - N. Cumalı
- inayet
isim İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf"Gayret bizden, inayet Allah'tan." - E. Işınsu
- cilve
isim Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz"Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür." - P. Safa
- fazilet
isim Erdem"Onun iyiliğini, faziletini, şan ve şerefini görmek benim saadetimdir." - A. Gündüz
- letafet
isim Güzellik, hoşluk"Evet, bu kadının tebessümünde başka letafet var." - A. Rasim
- ihsan
isim İyilik etme, iyi davranma
- kayra
isim Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
- gufran
isim Bağışlama
- rahmet
isim Birinin suçunu bağışlama, yarlıgama, merhamet etme"Allah rahmet eylesin."
- şükran duası
- ertelenme süresi
- Iütuf
- Iütuf göstermek
- inayet etmek
- birinin gözüne girmiş. state of grace Allahın inayetine mazhar olma. the Graces Yunan efsanelerinde üç güzel kız kardeş. three days' grace üç günlük müsaade. with bad grace nezaketsizce
- lütuf nezaket
- zarafet, güzellik, lütuf, kayra, şükran duası, mühlet, süre, donatmak, süslemek, bezemek, şereflendirmek, şeref vermek, teşrif etmek