- gırtlak
isim, anatomi Soluk borusunun üst bölümü, ümük, imik, hançere"Gırtlak veremi midir nedir, çehresinde damla kan yok." - S. M. Alus
- boğaz
isim Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak"Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir." - Ö. Seyfettin
- geçit
isim Geçmeye yarayan yer, geçecek yer"Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer." - T. Buğra
- tıkınmak
nsz Eline geçen yiyeceği oburca yemek"Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz." - H. R. Gürpınar
- vadi
isim İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak"Vadinin hemen kıyı başında idi ve çevresinde beş karaltı vardı." - T. Buğra
- otlamak
nsz Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak"Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." - H. R. Gürpınar
- atıştırmak
-i Acele olarak yemek veya içmek"Besim, gidenlere ikram edilen çaydan kalma bisküvileri atıştırmakla meşguldü." - P. Safa
- zıkkımlanmak
nsz Bir şeyler yemek"Ne yapıp etmiş, sofrayı hazırlarken adamakıllı zıkkımlanmış." - S. M. Alus
- koyak
isim, coğrafya Vadi"Bir koyağa girip küçük bir çalılığa saklandılar." - Y. Kemal
- oburluk
isim Obur olma durumu"Tekaüt olduktan sonra doktorlara inat oburluğa, nargileye bir nihayet vermemişti." - Ö. Seyfettin
- tiksinti
isim Tiksinme işi, tiksinme, nefret"Halktan insanlara duyduğu tiksintiyi bu hastalığına bağlamak gerekir." - A. Ş. Hisar
- oburcasına yutulan şey
- atıştırmak.
- boğaz gırtlak dar
- geçit, boğaz
- iki dağ arasındaki geçit
- oburcasına çok veya çabuk yemek yemek
- su yolunu tıkayan birikinti
- tiksinti.