- nefes
isim Soluk
- soluk
isim Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes"Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı." - R. N. Güntekin
- soluk
sıfat Rengi atmış olan, solmuş, uçuk"General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor." - E. M. Karakurt
- nefes nefese kalmak
soluğu tıkanacak gibi olmak"Alay doktoru nefes nefese kulübeden içeriye dalar." - N. F. Kısakürek
- solumak
nsz Nefes alıp vermek"Soluduğum duman havaya karışırken aniden, kendiliğinden, küçük, bit kadar küçücük bir fikir geldi aklıma." - E. Şafak
- soluma
isim Solumak işi"Bu kaotik şehrin en fazla, zaman tanımayan solumasını seviyordu." - N. Bezmen
- Kur’an-ı Kerim, Bir şeyi zorla ve haksız bir şekilde sahibinin elinden alma.
- Hukuk, başkasının bir eşya, para yada kıymetli malını elinden veya tasarrufundan zorla ve haksız alınması
- ölmek üzere
- nefesi kesilmek
- nefesi kesilerek söylemek
- soluyarak konuşmak
- güçlükle solumak, güçlükle soluk almak,
- nefes. at the last gasp son nefesinde
- solumak soluyarak konuşmak
- ölmek üzere.