- savaş
isim, askerlik Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal"Savaş yıllarıydı. Orta hâllilerin bile doğru dürüst yiyeceği yoktu." - A. Kutlu
- kavga
isim Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa"O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi çünkü kavga yaşam biçimimizdi." - A. Ümit
- mücadele
isim Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çaba, savaş
- tartışma
isim Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma"Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi." - T. Buğra
- karışıklık
isim Karışık olma durumu, teşevvüş
- yarışma
isim Yarışmak işi, müsabaka
- çözülmek
nsz Çözme işine konu olmak"Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri / Atlarımız çözüldü girdik handan içeri" - F. N. Çamlıbel
- münakaşa
isim Tartışma"Seninki mızıkçılık etmeye kalkıyor da onun için münakaşasını yapıyoruz." - N. Hikmet
- çekişme
isim Çekişmek işi"Sizin şu çocuğa gebe kaldığınız anlaşılınca kocanızla aranızda bir çekişme olmuştu." - N. F. Kısakürek
- muharebe
isim, askerlik Savaşta yapılan çarpışmalardan her biri"Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor." - N. F. Kısakürek
- boğuşmak
nsz, -le Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
- dövüş
isim Dövme işi
- yıpranmak
nsz Zamanla veya çok kullanılma sonucu aşınmak, eskimek"Gömleği ütülü ama yıpranmıştı." - Y. Z. Ortaç
- yıpratmak
-i Yıpranmış duruma getirmek, eskitmek
- vuruşma
isim Vuruşmak işi
- boğuşma
isim Boğuşmak işi"Ne çare ki boğuşma esnasında o da birkaç yerinden yaralanmış." - R. N. Güntekin
- karışıklık.
- kavga, arbede, çekişme, yarışma, tartışma, yıpranmak, aşınmak, yıpratmak, aşındırmak
- yıpranmak.