- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- içten
sıfat Samimi"Bu dileğinde içten çünkü bana bir şey olursa kendi başının da yanacağını çok iyi biliyor." - A. Ümit
- serbest
sıfat Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin
- dürüst
sıfat Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse)"Dürüst bir insan, inansa da inanmasa da mefhumları yerli yerinde kullanmak borcundadır." - N. F. Kısakürek
- Frenk
özel, isim Anglosakson, Cermen veya Latin ırklarının birinden olan kimse"Frenklere mahsus, şen, latifeci bir ihtiyarla genç kadına doğru ilerledi." - P. Safa
- sosis
isim Kıyılmış etin baharatla yoğurulduktan sonra ya tam ya da yarı pişirilerek hayvan bağırsağı içine doldurulmasıyla hazırlanan bir yiyecek türü"Sosisin ekmeği ve hardalı o kadar boldur ki bir porsiyonla iki kişi bile doyar." - S. Birsel
- samimi
sıfat İçten (duygu vb.)"Sanatkâr, bizi söylediklerinin samimi olduğuna da inandırmalı." - O. V. Kanık
- açıkça
zarf Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre"Artık açıkça mahallenin başına dert olmaya başlamış." - Y. N. Nayır
- candan
sıfat İçten, yürekten, gönülden, samimi"Candan arkadaşını bir başına bırakıp kaçıyor musun?" - N. Hikmet
- dobra dobra
zarf "Sakınmadan, çekinmeden konuşmak" anlamındaki dobra dobra konuşmak deyiminde geçen bir söz
- açık sözlü
sıfat Her şeyi olduğu gibi söyleyen, sözünü esirgemeyen"Bu kadar açık sözlü oluşu beni şaşırtmıştı ama belli etmedim." - A. Ümit
- açık yürekli
sıfat Düşündüğünü olduğu gibi söyleyen, içi temiz, gizli yönü olmayan (kimse), samimi, açık kalpli
- samimiyet
isim İçtenlik"Hayatın kokusu ve rengi olan samimiyet sizden uçup gitmişti." - Y. K. Karaosmanoğlu
- istisna etmek
ayrı tutmak, dışarıda bırakmak
- içi dışı bir
sıfat Düşündüğünü açıkça söyleyen, gizli bir düşüncesi olmayan, ikiyüzlü olmayan, özü sözü bir"Ben tüm ömrümde içi dışı bir insan olmaya çalıştım, sanırım oldum da." - A. Boysan
- muaf tutmak
bir ödevi, bir görevi bağışlamak, ayrıcalık tanımak
- Avrupalı
özel, isim Avrupa'da yaşayan, Avrupa halkından olan kimse"Hemen Avrupalı mühendislerden birisini çağırttım." - N. Hikmet
- Frank
isim Fransa, İsviçre, Belçika vb. ülkelerin para birimi
- doğru sözlü, açık sözlü, içten, samimi,
- Frenk.
- açıkyürekli
- aşikâr. frankly açıkça
- ortaçağda Cermen kavimlerinden birine mensup kimse
- postada ücretsiz gitmesi için mektubun üzerine imza atmak
- samimi olarak. frankness açık sözIülük
- samimiyet.
- ücretsiz giden mektup
- ücretsiz giden mektup.
- ücretsiz gitmesi için mektupların üstüne atılan imza