- kuyu
isim Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur"Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu." - H. Taner
- Çeşme
isim Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar"Çeşmeler yaptırdım sular içmeye / Kavlükarar ettim alıp kaçmaya" - Halk türküsü
- köken
isim Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim, neden veya yer, menşe"Yazının kökeni resimdir."
- kaynak
isim Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz"Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi." - Y. K. Karaosmanoğlu
- asıl
isim Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı"Bir belgenin aslı."
- pınar
isim Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak"En boğucu gününde bu alevden ülkenin / Bir pınar çağlayışı vardı sözünde senin" - F. N. Çamlıbel
- memba
isim Kaynak, pınar"Siyah gözleri, siyah birer kaynar su membası gibiydi." - H. E. Adıvar
- fıskiye
isim Suyu yukarıya doğru, türlü biçimlerde fışkırtan ağızlık, fışkırık"Bu fıskiyenin sularını yıllarca neşeden çağıldar gibi duymuştum." - A. Ş. Hisar
- çeşme, fıskiye, kaynak, köken, asıl