- ön
isim Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı"Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor." - A. Ümit
- aşırı
sıfat Alışılan veya dayanılabilen dereceden çok daha fazla, taşkın"Ticaret az gelişmiş toplumlarda aşırı bir gelişme gösterir." - O. Rifat
- ileri
isim Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
- sevk etmek
göndermek, götürmek"Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." - R. H. Karay
- gelişmiş
sıfat Gelişme gösteren, ümranlı"Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum." - H. Taner
- önceden
zarf Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce"Bunlar çok önceden suç işlemişler, hapse girmemek için dağa çıkmışlardı." - N. F. Kısakürek
- küstahlık
isim Küstah olma durumu
- küstah
sıfat Saygısız, kaba, terbiyesiz (kimse)"Babasının koltuğuna küstah bir tarzda oturmuş, bacaklarını yatar gibi uzatmış ve laubali şeyler söylüyor." - R. N. Güntekin
- cüretkâr
sıfat Yürekli"Dün geceki oyunu orijinaldi; sürekli, cesurca, cüretkâr bir şeydi." - R. H. Karay
- göndermek
-i, -e Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek"Hepimizi esir edip Malta'ya gönderecekleri ağızlarda dolaşıyordu." - H. E. Adıvar
- iletmek
-i Götürmek, ulaştırmak, nakletmek, geçirmek"Bunların tek kaygıları gördüklerini, duyduklarını okurlara iletmektir." - S. Birsel
- müstakbel
sıfat İleri bir tarihte beklenen, gelecek"Nasfet ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye'nin müstakbel çocukları, bunu, bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." - Atatürk
- olası
sıfat Görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel
- forvet
isim, spor İleri uç oyuncusu
- yollamak
-i, -e Göndermek"Hekim hademeleri aşağıya yolladı." - M. Ş. Esendal
- ilerletmek
-i İlerlemesini sağlamak, ilerlemesine yol açmak"İşte o gün bugündür ahbaplığı ilerlettik." - N. Hikmet
- müfrit
sıfat Aşırı
- radikal
sıfat Kökten"Radikal hareket."
- cüretli
sıfat Yürekli
- ilerlemek
nsz Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak"Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu." - H. E. Adıvar
- Ekonomi, Bankacılık, 1- İleri tarihli işlemler anlamındadır. Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş bir tarihte teslim edilmesini öngörür. İşlemler, genellikle organize piyasalarda değil, alıcı ve satıcının karşı karşıya gelmesi ile tarafların ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirilir. Döviz, menkul kıymet, mal gibi alım-satıma konu araç üzerinden düzenlenebilen bu tür kontratlar fiyat riskini bertaraf etmenin yanı sıra spekülatif amaçlara da yönelik olabilir.
2- Gelecekteki bir tarihte teslimi kaydıyla herhangi bir malın (döviz, faiz, tarımsal ürün, vb.) vadesinin, fiyatının ve miktarının bugün itibarıyla tespit edilerek sözleşmeye bağlanması. - öndeki
- ileriye
- öne
- yeni adrese göndermek
- ileride olan
- ilerlemesine yardımcı olmak
- ilerlemiş
- istekle
- çabuk yetiştirmek
- şevkle
- ambar. forwarding address yeni adres.
- erken gelişmiş
- ileri doğru
- kustahça. forwardness cüret
- küstahlık.
- malı sevkıyat acentesine götüren kimse. forwarding agent sevkıyat acentesi
- sevketmek. forwarder sevkeden firma
- ön, öndeki, gelişmiş, ileri, cüretkâr, küstah, şımarık, ileri, ileriye, ileriye doğru, göndermek
- önde