- uğur
isim Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı"Onlar da uğurlar dilediler, aralarında konuşmaya başladılar." - M. Ş. Esendal
- uğur
isim Hedef, amaç, erek, gaye, yol"Bu uğurda rahatlarını, servetlerini feda ederler, canlarını tehlikeye koyarlar." - H. C. Yalçın
- uğur
isim Ön veya yan"Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla" - Halk türküsü
- baht
isim Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader, talih
- talih
isim Şans"Benim küskün talihimin bana verdiği ızdırap yeter." - E. İ. Benice
- kredi
isim, ekonomi Borç ödemede güvenilir olma durumu"Piyasada kredisi var."
- gelecek
isim Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati"Bir eser bırakmadan geleceğe yadigâr / Bırakmışım kime ne, bırakmasam ne zarar" - E. B. Koryürek
- varlık
isim Var olma durumu, mevcudiyet"Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." - O. V. Kanık
- fal
isim Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı"Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım." - P. Safa
- şans
isim Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht, talih, felek"Bir hafta içinde kayıplar ve kazanmalarla şansım değişti." - R. H. Karay
- kader
isim Yazgı"Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor" - Y. K. Beyatlı
- kaza
isim İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
- servet
isim Varlık, zenginlik, mal mülk"Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." - F. R. Atay
- ikbal
isim Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu"Aşk ile ikbal ile bahtiyar oldum diye / Hangi gafil sevinir, hangi şair yükselir?" - E. B. Koryürek
- küt
sıfat Kısa ve kalınca"Küt parmaklar."
- tesadüf
isim Yalnız ihtimallere bağlı olduğu düşünülen olayların kesin olmayan, değişebilen sebebi"Öyle bir tesadüf olsa ki bir saatçik şu doktorla oturup konuşabilse!" - M. Ş. Esendal
- zenginlik
isim Zengin olma durumu, varlıklılık"Dünya zenginliğine, bolluğuna, zenginlik ve bolluk katıyoruz." - Halikarnas Balıkçısı
- alın yazısı
isim Yazgı"Belki de gerçekten kaderdi, alın yazısıydı olanlar." - C. Uçuk
- kısmet
isim Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
- nasip
isim Birinin payına düşen şey
- sur
isim Kale duvarı"Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı." - Y. K. Beyatlı
- yazgı
isim, din b. (***) Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, mukadderat, takdiriilahi"Benden iş çıkaramayacağını anlayan çocuk, yazgısına razı olarak mukavva tezgâhının başına dönüyor." - A. Ümit
- rastlantı
isim Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf"Bir gün Sahaflar Çarşısı'nda amaçsızca dolaşırken rastlantıyla eline bir kitap geçmiş." - İ. Aral
- Kader [geleceği belirleyen güç veya etmen] tarafından önceden belirlenmiş olan bir sonuç, durum veya olay.
- alınyazısı
- şans, talih, kısmet, gelecek, servet