- sabır
isim Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç"Annem pek yorgun bir saatinde değilse bu tutturmalarıma sabır gösterirdi." - A. Ağaoğlu
- ata
isim Baba
- kaçınmak
-den Herhangi bir işi yapmaktan veya özverili davranmaktan geri durmak, imtina etmek"Dargın çıkan sesinde bir şeyden kaçınan, lüzumsuz bir sakınca anlamı sezdi." - H. E. Adıvar
- çekinmek
-den Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak"Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." - P. Safa
- tahammül
isim Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması
- sakınmak
-i, -den Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek"Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister." - A. Ağaoğlu
- sakınma
isim Sakınmak işi, içtinap
- kendini tutma. forbearina sabırlı tahammüllü dayanıklı.
- çekinmek. forbearance kaçınma
- özünü tutmak, çekinmek, sakınmak, kaçınmak, boş vermek, sabırlı olmak, sabretmek