- surat
isim Yüz (II)"Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu." - A. İlhan
- çehre
isim Yüz (II)"Ben şimdi o güzel çehreden başka / Ne bir yüz düşünür ne hatırlarım" - N. H. Onan
- hâl
isim Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet"Herkes hâline göre bir hediye verdi." - H. R. Gürpınar
- şekil
isim Biçim
- sahip olmak
mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak
- özellik
isim Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet, hasiyet, hassa, mahsusluk, spesiyalite"Tek özelliği, yüzünün dayanılmaz çirkinliğiydi." - İ. O. Anar
- önem vermek
değer vermek, önemli saymak"Karacaoğlan'ı okudukça deyişin önemini daha iyi anlarız." - N. Ataç
- belirtmek
-i Açıklamak, tebarüz ettirmek"Üzüntülerini, kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir." - N. Cumalı
- nitelik
isim Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet"Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan, sürekli kırıklıklardan yorgun düşmüş." - A. İlhan
- makale
isim Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı
- içermek
-i İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek"Düpedüz tehdit içeren yazıların sayısı da hayli kabarıktı." - E. Şafak
- hususiyet
isim Özellik"Zaten insanın en büyük hususiyeti, içinde bulunduğu hâlden kurtulma arzusudur." - A. M. Dranas
- vasıf
isim Nitelik"Demek ki güzele olan eğilim insanın özgül bir vasfı değil." - İ. Özel
- keyfiyet
isim Nitelik"Cenap Şehabeddin Bey şiiri nazımdan ayrı bir keyfiyet telakki ediyor." - Y. K. Beyatlı
- kıstas
isim Ölçüt"Dedektif romanlarında suçluyu ararken kullanılan bir kıstası burada da kullanabiliriz." - H. Taner
- sunuş
isim Sunma işi"Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi." - H. Taner
- öznitelik
Haritacılık (Kartografya), Veritabanındaki nesnelerin nitelikleri ile ya da doğrudan ilgili bilgiler, raster veri yapısında da her hücre ile ilgili tek anlamlı bilgi.
- baş rôlde oynamak
- özellik taşımak
- asıl filim
- tebarüz ettirmek
- yüz uzuvlarından biri
- yüz hattı
- yüzün herhangi bir tarafı, neyinse göze çarpan tarafı, özellik, belirleyici nitelik, uzun film, makale, -in belirleyici/göze çarpan özelliği olmak,
- özel makale