- kesinti
isim Kesilen parça, kırpıntı"Gerçi çeviri kitaplarda, çevirilerin özensizliği, kesintiler hoş görülecek gibi değil." - A. Ağaoğlu
- iflas
isim, ticaret Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan iş adamının durumu, batkı, batkınlık, müflislik"Her gün küçük tüccarlardan birisi iflasa sürükleniyordu." - N. Cumalı
- bitme
isim Bitmek işi, finiş
- yokluk
isim Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fıkdan, gaybubet"Bin bu derde, yokluğa ve tehlikeye rağmen, gönül avlayan bir Bursa baharı idi." - T. Buğra
- kusur
isim Eksiklik, noksan, nakısa"Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." - M. Çınarlı
- hayal kırıklığı
isim Çok istenilen veya umulan bir şeyin gerçekleşmeyişinden duyulan üzüntü"Al sana bir hayal kırıklığı daha!" - A. Erhat
- bozukluk
isim Bozuk olma durumu
- hata
isim Yanlış"Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum." - İ. O. Anar
- eksiklik
isim Eksik olma durumu, eksik olan miktar, noksan, nakisa, fıkdan"Hayatımızda bozukluğunu, yokluğunu içlerimiz burkularak duyduğumuz ne vardır ki millî şuur eksikliğinden gelmesin?" - O. S. Orhon
- arıza
isim Aksama, aksaklık, bozulma
- hatalı
sıfat Hatası olan, yanlışlığı bulunan"Hatalı yazı. Hatalı davranış."
- başarısızlık
isim Başarısız olma durumu, muvaffakiyetsizlik"Başarısızlık benim bilmediğim bir virüs, buna karşı direncim yok." - E. Şafak
- fiyasko
isim Bir girişimde başarısız sonuç
- zayıflama
isim Zayıflamak işi"Sanki pek şişman bir şeymiş gibi zayıflama hastalığına tutulmuştu." - M. Ş. Esendal
- kıtlık
isim Kıt olma durumu, ihtiyaca yetmeyecek kadar azlık, az ve zor bulunma"Toprak darlığı, ham madde kıtlığı ve nüfus artışı..." - F. R. Atay
- ihmal
isim Gereken ilgiyi göstermeme, boşlama, savsaklama, savsama, önem vermeme"Ama ben yaşımın toyluğuna kapılmış, ufak tefek ihmaller bulmuştum bu tercümede." - Y. Z. Ortaç
- başarısız
sıfat Başarı göstermeyen, muvaffakiyetsiz"Başarısız bir öğrenci."
- kaybolma
isim Kaybolmak işi
- aksama
isim Aksamak işi"Aradan yedi sekiz ay geçmiş, hiç aksama olmamıştı ödemelerde." - Y. Z. Ortaç
- inkıraz
isim Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma"Taksim, hicret ve inkırazla harp arasında bırakıldık." - F. R. Atay
- bozgun
isim Bir toplulukta karşılıklı güvenin bozulması ile beliren karışıklık
- muvaffakiyetsizlik
isim Başarısızlık"Köylü kadınlar senin muvaffakiyetsizliğine gülüyorlardı." - M. Ş. Esendal
- başarısızlık, yetersizlik, eksiklik, güçsüzlük, başarısız kimse/şey, yetmezlik
- beceremeyiş
- bulunmama
- tukenme
- yapmayış
- zail olma
- ödeme güçsüzlüğü