- gerçek
isim Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat"Esasen bizim için millî varlık ile istiklal ve hürriyet aynı gerçeğin çeşitli cepheleridir." - M. Kaplan
- bilgi
isim İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
- durum
isim Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon"Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." - R. N. Güntekin
- eylem
isim Eyleme işi, fiil, hareket, aksiyon"Günler, düzenlenen eylemlerin baş döndürücü heyecanıyla hızla akıp geçiyordu." - A. Ümit
- olay
isim Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka"O olaydan sonra bir daha yalnız kalmamıştık onunla." - N. Cumalı
- olgu
isim Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa"Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz." - O. Hançerlioğlu
- hakikaten
zarf Gerçekten"Nihayet hakikaten de bir gün söylediği gibi büsbütün ortadan kayboldu." - A. H. Çelebi
- hakikat
isim Gerçek"Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir." - İ. Özel
- hadise
isim Olay"Bir gece evvelki hadiseyi unutmak mümkün müydü?" - P. Safa
- gerçek durum
- gerçek, olgu, olmuş şey, olay, gerçek olay, bilgi, doğru bilgi, gerçek