- açık
sıfat Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı"Açık pencereden, pastırma yazının mavi ışıkları girmekte." - E. Atasü
- katiyetle
zarf Kesinlikle"Cesurane ve daha ziyade ısrara bırakmayan bir katiyetle yalan söyledim." - H. Z. Uşaklıgil
- açıkça
zarf Gizli bir yönü kalmaksızın, kolay anlaşılır bir biçimde, alenen, aşikâre"Artık açıkça mahallenin başına dert olmaya başlamış." - Y. N. Nayır
- kesinlikle
zarf Kesin bir biçimde, kesin, kesin olarak, kesinkes, yüzde yüz, her hâlde, her hâlükârda, mutlak, mutlaka, katiyen, banko"Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi." - T. Buğra
- bilhassa
zarf Özellikle"Çocuklarıma karşı gösterdiğiniz ihtimam ve alakaya bilhassa minnettarım." - E. İ. Benice
- özellikle
zarf Özel olarak, her şeyden önce, başta, hele, bilhassa, hassaten, hususuyla, bahusus, mahsus, mahsusen"Evde, özellikle yaz ve güz aylarında çeşit çeşit kadınlar çalışırdı." - A. Ağaoğlu
- sarahatle
- belirli olarak
- açık ve net bir şekilde
- bilhassa.